Merhaba, ben inşaat mühendisinin yetki ve sorumlulukları başlığı altında yapı denetim firmalarındaki yetki ve sorumluluğun, kanun ve bakanlık nezlinde nasıl değerlendirildiğinde değinmek istiyorum. Proje aşamasında bir binanın emsal hesabı meslek yetkisi olarak mimarlara aittir hepimizin bildiği gibi. Ancak uzatmayayım belediyece onaylanmış mimari proje üzerinden yapılan statik proje den dolayı firmanın kapanmasına neden olan nasıl proje denetçisi inşaat mühendisi olabiliyor.

Cem Soydemir meslektaşıma katılıyorum. Emlak Danışmanlığı, müteahhitlik gibi, nitelikli-niteliksiz herkesin yapacağı mesleklerden çıkarılmalıdır. Müteahhitliği düzene sokamadık. Bunu başarabilirmiyiz, bilemiyorum. Emlak Danışmanlığı yasal duruma getirilmeli, tüzük ve yönetmeliğe bağlanmalı, İnşaat Mühendislerine öncelik verilmelidir.

Sorumluluk var ama yetki yok, sistemin en büyük problemi aslında. Mimari ile iç içe olduğu kadar bakış açılarının çok farklı olduğu gözden kaçırılmamalıdır. Müteahhit işi mimara verip mimar üzerinde işleyiş sürerse ne yetki olur ne sorumluluk sahiplenilir. Mimari ve statik projenin iki ayrı başlık altında süreç yönetimi yapılmalıdır. Proje bedelleri mimarın ödemesi kapsamında olduğu sürece ne kaliteli bir iş çıkar, ne iş sahiplenilir.

Mühendislerin yetki ve sorumlulukları liyakatına göre yetkin mühendislik alanına göre belirlenmeli ve sorumluluk verilmelidir. Mühendisler yetkinlik belgesi alırken hangi alanda başarılı ise o alanda yetki verilmelidir. Mühendisliğin bir çok farklı alanları vardır. Mühendis başarılı olduğu ve sevdiği alanı seçmelidir.

Aslında mühendislik eğitiminde yanlışlık ve eksikliler vardır. Mühendislik eğitimi baştan sona yeniden ele alınmalı başarılı olduğu alana göre diploma verilmelidir.

Herkesin takdir edeceği üzere İnşaat yapım süreci tam bir ekip işidir. Ancak biliyoruz ki yapım aşamasında ve iskandan sonra oluşabilecek tüm kusurlar yapı denetime ve şantiye şefine pay edilmektedir. Bu durumda mühendisin sınırsız bir sorumluluk alanı oluşmaktadır. Tabiri caizse bu durumda mühendis ‘ GÜNAH KEÇİSİ’ seçilmektedir. Benim önerim ana firmadan iş alan tüm taşeronların (ince işler de dahil) yapıdan sorumlu tutulması. Herbir işçi yaptığı işten sorumlu tutulduğu taktirde hatayı hatayla kapatma yolundan herkes uzak duracak üretilen çözüm kalite nasıl yakalanır odağında olacaktır.

Bir diğer husus da mühendislere verilen yetkiler konusu. Bugün piyasa şantiyesine hiç gitmemiş ama biryerlerde şantiye şefi olan mühendislerle dolu. Bu yeni mezun mühendislerde çok karşılaşılan bir durum. Bence mezuniyetten sonra inşaat mühendisi olarak 3 sene sigortasını doldurmamış hiçbir arkadaş şantiye şefi olamamalıdır. Bir yapının şefi olabilecek yetkinlik diploma alır almaz asla oluşamaz. Bu durum yıkım işlerinde de geçerli olmalıdır. Yeni mezun bir mühendis yapım işlerini bile tam manasıyla bilmezken diploması 3 kuruş uğruna kullanılıp yıkım yaptırılırsa insanların canı kepçe operatörlerinin insafına bırakılıyor ve bunu her geçen gün haberlerden takip ediyoruz.

Bizler mühendisiz diye her şeyi bilemeyiz ve her şeyden sorumlu tutulamayız. Her çalışan mutlaka sorumlu tutulmalıdır.

Insaat mühendisliğine yakın meslekleri sahiplenmeliyiz. İlk akla gelen

Emlak Danışmanlığı mesela.

Insaat Mühendisi direk emlakci acabilmeli.